Selimiye'nin Mucizevi Sırları

Rivayete göre Selimiye camiinin yerini Peygamberimiz (s.a.v) tespit etmiştir.Kıbrıs adasını düşmandan alırsam Allah rızası için bir Camii yaptıracağım diyen II.Selim Kıbrıs’ı fethedince vaadini unutuyor. Fakat bir gece rüyasında Peygamber Efendimiz (s.a.v) : “Ey Selim sözüne sadık ol. Vaat ettiğin camiyi buraya yaptıracaksın!” diye parmağıyla Edirne’yi gösteriyor. Bu sebepten Selimiye Camii Edirne’ye yapılıyor.

Mimar Sinan'ın Selimiye Camii'nin o kubbesini o genişliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi bilinen 4 ana işlemden farklı 5. bir işlem bularak çözdüğü söylenir. Ayrıca minarelerin şerefelerinden çıkan kişilerin birbirlerini görmemesi kusursuz bir dehanın ürünüdür. Tac Mahal'ın Mimarı Mehmed Efendi Mimar Sinan'ın öğrencisidir. Selimiye Camiinde kullanılan ray sistemi japon heyeti hayrete düşürmüş ve o sistemi kullanarak devasa gökdelenler yapmışlardır.

Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii, II. Sultan Selim'in emriyle 1569-1575 yılları arasında inşa edildi. Selimiye Camii, teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların en muhteşem eseri olarak kabul edilir. Selimiye, Mimar Sinan'ın Osmanlı Türk cami mimarisinin merkezi, kubbeyi taşıyan mimari unsurların mühendislik problemlerini çözdüğü en başarılı mimari örneğidir. Yapının merkezi niteliğinin dışardan açıkça algılanmasına yardımcı olan en önemli unsur ise 70.89 metre yükseklikte üçer şerefeli dört minaresidir.

Selimiye Camii, klasik Osmanlı dönemi cami mimarisinin süsleme programını tüm boyutlarıyla tanıtması açısından da önemlidir. Çinileri, kalem işi bezemeleri, pencerelerindeki cam işçiliği örnekleri bunun belgeleridir. Hünkar mahfili, müezzin mahfili, minberi yapının önemine uygun düzeyde ele alınmıştır.

Çini süslemeleri 16. yüzyıl İznik çiniciliğinin doruk noktasına ulaştığının işaretleridir. Müezzin mahfilindeki “Edirnekarı” kalem işleri klasik dönemin en seçkin örnekleridir. Revaklarla çevrili avlu ortasında yer alan mermer şadırvan mimari elemanların oransal mükemmelliğini dile getirir. Taş duvarla çevrili geniş dış avlu içinde yer alan Dar'ül Sıbyan, Dar'ül-Kurra, Dar'ül-Hadis Edirne Müzesi'nin çeşitli bölümleri olarak kullanılmaktadır. Yine müze haline getirilmiş olan medresenin çok zarif revaklı avlusu, ortasında şadırvanıyla dikkat çeker.

Selimiye Camii eskiden kavak meydanı denilen yerdeki Yıldırım Beyazıt’ın saray arsası üzerine yapılmıştır. Camii Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu II. Selim tarafından 1569-1575 yılları arasında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Yapımı 6 yıl süren caminin yapımında dört yüz kalfa ve on dört bin işçi çalışmıştır. Camii külliyesi ile beraber 22.022 metrekare alanı kapsamaktadır. Camii dikdörtgen biçiminde olup 1620 metrekare tutan iç kısmı bir kubbe ile örtülmüştür. Evliya Çelebi Camii için 27.760 kese akçe harcandığını yazmaktadır. Dış avlunun batı duvarı boyunca Selimiye Vakfiyesi ek olarak III.Murat tarafından kapalı bir çarşı yaptırılmıştır. Camii’nin içi takriben 6000 kişi almaktadır. Külliyesinde 999 penceresi vardır. Çinileri orijinal ve kabartmadır. Şadırvan tarafındaki iki minaresi üçer yolludur. Minberi tamamen mermer olup ve yan orta kısmı yekparelidir.



Camiinin Özellikleri:

Kubbe: Kubbe yüksekliği Camii tabanından kilit taşına kadar 43.28 m. Kubbe çapının 31.30 m taban ile kilit taşı arasının 15.86 metredir. Kubbe şeklindeki sekiz sütun üzerine 40 pencereli kubbe kasnağı bunun üstün nefis çinilerinden pirametik biçimde yapılmıştır.

Minber: Minberi 25 basamaklıdır. Minber 16. Asrın mermer işçiliğindendir. Yerli ve yabancı her göreni hayran bırakan bu eşsiz eser Mimar Sinan’ı dünyaya tanıtıp nasıl bir usta olduğunu öğrenmek için bu minber kafidir diyenler çoktur.

Mihrap: Caminin mihrabı duvar içine oyulmuş tamamen mermerdir. Mihrabın yan duvarlarını kaplayan mavi, yeşil, kırmızı ve beyaz rengarenk motiflerden meydana getirilen pek nefis çinilerin üst kısmında lacivert üzerine beyaz renkli ve iri yazılı olarak Emenerresulü alt tarafa da bölümler halinde Fatiha Suresi yazılıdır.

Müezzin Mahfeli: Kubbenin altında 2 m. yüksekliğinde 12 mermer sütuna oturtulmuş müezzin mahfeli bulunmaktadır. Müezzin mahfelinin altında da mermer şadırvan vardır. Müezzin mahfelinin sol ön köşesindeki mermer sütün üzerinde kabartma bir lale motifi bulunmaktadır.

Hünkar Mahfeli: Caminin sol ön köşesinde 4 profil sütuna oturtulmuş Hünkar mahfeli vardır. Sütunlar 4 kemerle bağlanmıştır. Kemer araları ve duvarları yine zamanın nefis çinileri ile kaplanmıştır. Hünkar mahfeli çinilerinden bir kısmı 1877-78 Rus İşgali sırasında General Skoplef tarafından söktürülmüştür. Moskova Müzesi'ne gönderilmiş olup halen orada sergilenmektedir.

Minareler: Minarelerin her biri üçer şerefe olup harem tarafındaki minareler üç yolludur.Birinci yol,birinci şerefe ile üçüncü şerefeye;ikinci yol,ikinci şerefe ile üçüncü şerefeye;üçüncü yol ise doğrudan üçüncü şerefeye gider. Kıble yönündekiler birer yolludur. Minarelerin yüksekliği külah dahil 84 m, çapı 4 m üçüncü şerefeye kadar 250 basamaklıdır. Alem 2.5 metredir.

Caminin kubbesinin tek olması Allah’ın tek olduğunu, kubbesinin geniş olması Hıristiyan mimarlara galip gelindiğini ,caminin pencerelerinin 5 kademeli oluşu İslam’ın 5 şartını, vaaz kürsülerinin 4 tane oluşu İslam’da 4 tane mezhebin hak olduğunu, Selimiye Külliyesi'nin 32 tane kapısının olması İslam’ın 32 farzını, arka minarelerde 6 yolun olması imanın 6 şartını, minarelerinde 12 şerefe olması camii yaptıran padişahın 12. padişah olduğunu sembolize etmektedir.


Allah, lale ve hilal kelimelerinin üçü de aynı harflerden; iki lam, bir elif ve bir he harfinden müteşekkildir, ebced hesabına göre değerleri 66'dır. Osmanlılar, Allah lafzı için hilal ve laleyi remz olarak kullanmışlardı. Mezar taşlarına Allah lafzı ayaklar altında kalmasın diye lale figürü koymuşlardı. Selimiye Camisinin süslemelerinde 99 çeşit normal lale bir tane de meşhur ters lale figürü kullanılmıştır. Mimar Sinan niçin böyle yapmıştır? 99 lale, Allahü tealanın 99 ismine işarettir. Yüzüncü olan ters lale ise, Allahü teâlaya ortak koşmamaya, yapılan iyilik ve güzellikleri, gücü, ustalığı kendinden bilmemeye, yüce yaratanı bildirilen 99 isminden başka isimle anmamaya, bu şartlara riayet edilmezse dünyada nizamın bozulacağına işaret etmektedir.

0 yorum: